HZ. YUŞA AS
http://www.beykoz.bel.tr/beykoz/detay/iki-denizin-birlestigi-yer-yusa-tepesi
Yûşâ Peygamber, bir rivâyete göre, Hz. Musa ile birlikte Mecmeul-Bahreyn'e
(Boğaziçi) gelmiş ve burada vefât ederek bu tepeye gömülmüş.
Bu yüzden de tepenin adı Yûşâ olmuş
Beykoz İlçesi'nde, İstanbul'un denize en yakın ve en yüksek tepesi,
Yûşâ Tepesidir ( 200 metre)
Buradaki yapıları ve camiyi, 3.Osman'ın sadrazamlarından
28.Çelebizâde Mehmet Said Paşa yaptırmıştır; fakat çeşitli depremler
ve yangınlarla çok fazla tahrip olmuştur. Günümüzdeki yapılar,
1863 yılında Sultan Abdülaziz tarafından onartılmıştır.
Yûşâ (A.S.), Hz.Yusuf'un neslinden olup
Hz Musa ile aynı zamanda yaşamıştır
Hz Musa'nın genç Yûşâ ile “iki Denizin birleştiği yere kadar” yaptıkları
tarihi ve gizemli yolculukları ve burada Hızır (A.S.) ile buluşmaları
Kurân-ı Kerîm'de Kehf Suresi'nin 60-65. ayetlerinde anlatılır.
60. Hani Musa, genç yardımcısına demişti :
“İki denizin birleştiği yere ulaşıncaya kadar gideceğim ya da uzun zamanlar geçireceğim.”
61. Böylece ikisi, iki ( deniz ) in birleştiği yere ulaşınca
balıklarını unutuverdiler ;
(balık) denizde bir akıntıya doğru ( veya bir menfez bulup ) kendi yolunu tuttu
( kikİKLİ
62. ( Varmaları gereken yere gelip ) Geçtiklerinde ( Musa )
genç yardımcısına dedi ki :
“Yemeğimizi getir bize, and olsun
bu yaptığımız yolculuktan gerçekten yorulduk.”
63. (Genç yardımcısı,) Dedi ki :
“Gördün mü, kayaya sığındığımızda, ben balığı unuttum
Onu hatırlamamı şeytandan başkası bana unutturmadı ;
o da şaşılacak tarzda denizde kendi yolunu tuttu.”
64. (Musa,) Dedi ki : “Bizim de aradığımız buydu.
” Böylelikle ikisi izleri üzerinde geriye doğru gittiler.
65. Derken, Katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz
ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz
kullarımızdan bir kulu buldular.[4]
Burada, Hz Musa'nın yanındaki genç adamın Hz Yûşâ olduğu
rivayetlerden anlaşılmaktadır.[3]
Yûşâ Aleyhisselam'ın adı aslında "Yeşu" olup
Arapça'ya "Yûşâ" diye geçtiği rivayet edilir
Yûşâ bin Nun bin Efrayim bin Yusuf bin Yakup bin İshak bin İbrahim Aleyhisselam'dır.
Yûşâ Aleyhisselam'ın babasının adı, "Nun"
Annesinin adı ise "Meryem"dir
Yûşâ Aleyhisselam'ın annesi, Hz. Musa'nın kız kardeşidir.
Yûşâ bin Nun Aleyhisselam
orta boylu, buğday tenli, büyük gözlü, mücâhit, gâzî ve yiğit bir zâttı.
https://seyahatdergisi.com/hz-yusa-turbesi-hakkinda-resimleri-nerede-ziyaret-saatleri-bilgi-harita/
Hz. Yuşa Türbesi bir tepede yer almaktadır. Mezar tam olarak 17 metre uzunluğundadır. Bunun sebebi ise bedenin boyundan kaynaklanmamaktadır. Cenazenin tam olarak bu alanın neresinde yattığı bilinmediğinden dolayı 17 metrelik bir alan koruma altına alınmıştır. Bu alanda tam olarak nerede yattığının kesin olarak bilinememesinden dolayı Türbenin yanında aynı zamanda Hz. Yuşa Camisi yer alır. Tarihin ilm dönemlerinden bu yana bölge her din tarafından kutsal alan olarak ilan adilmiş ve farklı dinlere mensup bireyler tarafından buralara tapınaklar inşa edilmiştir. Bölge daha önce Zeus tapınağına ve Hagios Michael kilisesine de ev sahipliği yapmış fakat bu yapılar deprem esnasında yıkılarak günümüze kadar ulaşamamışlardır
Daha sonra 1755 yılında bölgeye bir mescit yaptırılmış ve Hz. Yûşa ‘ya ait olduğuna inanılan mezarın etrafına koruma amaçlı bir duvar örülmüştür. Sonraki yıllarda Hz. Yûşa Camisi bir yangın geçirmiş fakat Sultan Abdül Aziz döneminde ilk haline uygun olarak yenilenmiş ve gerekli bakımı sağlamıştır.
Bölgeye ” Yûşa Alleyhilselam Dergahı” veya ” Hz. Yûşa Tepesi” de denmektedir
Müslümanlığı yaymak üzere Dünya’ya gelen Hazreti Yûşa, Hazreti Yusuf’un neslinden gelmiştir. Hazreti Yûşa, Mısır’da doğmuştur. Hz. Yûşa’nın annesi, Hz. Musa’nın kız kardeşidir. Bir rivayete göre Yûşa Peygamber, Musa Peygamber ile birlikte Boğaziçi’ne gelmiştir. Daha sonra burada ölmüş ve günümüzde Yûşa Tepesi olarak bilinen alana gömülmüştür. Yahudiler ve Hristiyanlar, Hz. Yûşa’yı Yaşu adı altında anmaktadırlar
Sultan Süleyman’ın hükümdar olmasının ardından, Kanuni süt kardeşi olan Şeyh Yahya Efendi için biri Beşiktaş’ta biri de Anadolu kavağında olmak üzere iki adet dergah hazırlatır. Şeyh Yahya Efendi bir gün uyurken rüyasında birini görür. Bu kişi ona rüyasında ” Ben Yûşa Peygamberim, beni ziyaret et. Ben şu tepede yatıyorum, gel ve beni bul.” diye seslenir. Şeyh Yahya Efendi bu rüyayı dikkate almaz ve rüyasında görüğü tepeye gitmez. Ardından ertesi gece aynı kişi tekrar rüyasında girer ve rüyada ” Gelmedin, yarın gel ve beni bul.” der. Bunun üzerine Şeyh Yahya Efendi Hz. Yûşa’nın mezarının yerini araştırır ve mezarın Filistin’de olduğu hakkında bazı bilgilere erişir
Şeyh Yahya Efendi rüyada gördüğü tepelere tekrar gitmez ve rüyayı ciddiye almamaya karar verir. Fakat o gece tekrar rüyasında aynı kişiyi görür. Bu sefer rüyasında yediği azardan dolayı gündüz uyanır ve hemen rüyasında gördüğü alana gider. Burada bir çoban ile karşıları. Ona ne kadar zamandır bu bölgede havan otlattığını sorar. Çoban yaklaşık 10 gibi bir süre belirtir. Bunun üzerine Şeyh Yahya Efendi, çobana bu süre içerisinde bu bölgede ilginç bir duruma rastlayıp rastlamadığını sorar. Çoban ise hemen yemyeşil çimenlik bir alanı gösterir. ” Hayvanlarımı buraya ne zaman getirsem orada ki yeşil alana hiç basmadılar. Her zaman etrafından geçip otlandılar. Ne oradaki otları yerler ne de oranın üstüne basarlar. ” dedi
O günden beri Şeyh Yahya Efendi, Hz. Yûşa türbesini bulan kişi olarak bilinmektedir. Bu olayın ardından hemen Kanuni Sultan Süleyman’a giderek durumu anlatır ve o alana hemen bir türbe yaptırılır.
Türbeyi gün içerisinde 09:00 ile 18:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz
Türbe, İstanbul ilinde ve Beykoz’da yer almaktadır. Otobüs ile bu tepeye gelmek isteyen kişiler 15T, 15TY ve 135G otobüslerine binerek bölgeye ulaşabilirler. Bölgeye kendi aracı ile gelmek isteyen ziyaretçiler ise; Kavacık sapağından Beykoz yönüne doğru ilerlemeli ve Tokatköy’e varmalılardır. Buraya vardıktan sonra tepeye ulaşmanız için tabelalar sizi yönlendirecektir.
Yuşâ Tepesi İstanbul'un Anadolu Kavağında Beykoz ilçesinde bulununan tepedir.
Kuzeyinde Yoros kalesi bulunur. Zirvesi denizden 201 m yüksekliktedir.
Bu zirve, Yuşâ Türbesi ve Camii'nin bulunduğu mekândır.
Türbede gömülü olan zatın Yuşâ (m. ö. 1082-972) olduğunu inanılmaktadır
Yuşâ Peygamber bir rivayate göre Musa Peygamber ile birlikte
Mecmeul-Bayreyn’e (Boğaziçi) gelmiş
ve vefat ederek bu tepeye gömülmüştür
Çeşitli tefsirlerde Yuşâ'nın Musa'nın vefatından sonra
peygamber olarak görevlendirildiği
ÜHıristiyanların ve Yahudilerin ona Yeşu dedikleri nakledilir
Burası tarihin ilk dönemlerinden itibaren kutsal bir yer olarak kabul edilmiş
ve çeşitli uygarlıklar burada kendi dinlerinin mabet ve tapınaklarını inşa etmişler.
İlkçağlarda burada Zeus tapınağının bulunduğu ve Bizans döneminde
bu tapınağın Hagios Michael adında bir kiliseye çevrilmiş.
Depremde, belki de bu yapıları 1509 yılında yıkılmış.
Osmanlı döneminde bu tepeye
Sadrazam 28. Çelebizade Mehmet Sait Paşa tarafından
1755 tarihinde bir mescit yaptırıldı.
Aynı zamanda burada bulunan ve halk arasında
Yuşa Peygamber’e ait olduğu düşünülen
mezarın etrafına kagir bir duvar çektirmiş
ve türbenin bakımını yapmak için
görevliler tayin ettirmiş. Tarih boyunca ziyaretçileriyle bütünleşen
ve hep insanların ilgi odağı olmayı sürdüren bu tepede
III. Selim (1789-1807) döneminin bazı yıllarında, izdihamdan dolayı
‘fitneye mahal olmasın’ düşüncesiyle mevlit okunması bile yasaklanmıştır.
Yuşâ Camii bir yangın geçirmiş ve Sultan Abdülaziz döneminde
1863 senesinde aslına uygun olarak yenilenmiştir.
Dahiliye Nezaretinin 1885-86 tarihli istatistik cetvelinde
"Yuşâ Aleyhisselam Dergahı" olarak zikrolunan bu alana
Yuşâ Tepesi adı verilmiştir.
İsrailoğulları'nı göçebelikten kurtaran ve Arz-Kenan'a yerleştiren
Yuşa'nın bir türbesi de Gaziantep'te bulunuyor.
Gaziantep'te Boyacı mahallesinde Boyacı Camii'nden
Kavaflar Çarşısı'na doğru uzanan sokakta
Pirsefa denilen mevkiide bulunan iki türbeden birinin Yuşa Peygamber'e
diğerinin de sahabe olduğuna inanılan Pirsefa'ya ait olduğu kabul edilir.
http://www.islam-medine06.tr.gg
|